I Onde Dager İncelemesi

İki Bakış Bir Film
0
I Onde Dager Posteri, İyi Katiller Sevgilim Posteri

Filmin Türü: Korku-Komedi-Aksiyon | Süre: 113 Dakika | IMDB: Link | Platform: Netflix

I Onde Dager Konusu

Lisa ve Lars, ilişkilerinin iyi zamanları artık geçmişte kalan, artık birbirlerine tahammül etmekte zorlanan bir çiftir. Onlar, yeniden bir bağ kurabilmek için ıssız bir dağ evine gider. Ancak ikisi de birbirlerini öldürme niyetindedir.

I Onde Dager Film Yorumu

Ezgi'nin Köşesi

İlk filmimizin bu kadar gömeceğim, beni bu kadar çileden çıkartacak bir film olmasını istemezdim fakat oldu olanlar diyerek, ilk elin günahı olmaz diye kendimi telkin ederek bu filme daha naif bir yorum yapacağım.


Film, dün de Emre ile konuştuğumuz üzere basit ve daima akla gelen konuyu "Ne yapsak daha farklı olur, ilgi çekici olur?" diyerek iki ayrı klişe konuyu harmanlamış ve demiş ki; "Bir çift koyalım ortaya, bu çift birbirini öldürmek istesin ardından da eve yabancı birileri falan girsin, ortalık karışsın, olur olur hallederiz ya" zihniyetinden bir adım öteye gidememiş aslında.


Çiftimiz birbirini öldürme planları içerisinde hafta sonu vakit geçirmek için (!) dağ evine gidiyor. Aman dostlar, ben hayatımda bu kadar uyumsuz bir çift görmedim. Normalde bu tarz filmlerde iki çift arasında cinsi çekim, bir tansiyon olur o da yok bizim çiftimizde. Dümdüz şekilde birbirinden nefret eden iki düşman. Birlikte yemek yiyemiyor, oyun dahi oynayamıyorlar. İkinci günden adam basit ve salakça bir planla kadını öldürecekken, kadın kocasından daha zeki çıkıyor ve adamı bayıltıp bağlıyor. Film burdan sonra curcuna zaten. Hikayeye sonradan dahil olan yardımcı ile olaylar daha da karmaşıklaşıyor. Yok ben para verdim, aman ben daha çok verdim derken bunlar yardımcıları olan adamı pat diye vuruyorlar, neymiş efendim kadın adama durdur demiş. Zaten hiç sevmem aptal film karakterlerini. Bu adamın ölmesiyle,"Zaten bir ceset var neden karımı da öldürmüyorum ki?" diyen ecük cahil Lars, başlıyor karısına saldırmaya. Uzun uzun kapışma sahnesi izliyoruz, ha vurdu ha vuracak derken bunların tavanı vurmasıyla yere üç adamın düşmesi bir oluyor. Filmde yetmedi mi saçmalıklar, boş diyaloglar derseniz; yetmedi anacım daha yetmedi.


Hikaye buradan kopuyor hop üç adamın hikayesine, bu üç avanak hapisten kaçmış, günü geçirecek bir yer arıyorlar. Bizimkilerin dağ evine denk geliyorlar, burada karnımızı doyuralım derken de bizimkiler geliyor. Şimdi buraya kadar film, komedi aksiyon ilerliyor. Karakterlerin hepsi saf çünkü. Absürd komedi tarzında ilerleyen film, çiftimizin bu üç avanakla karşılaşması sonucu değişiyor. Buradan başka ikinci bir film çıkarmış fakat olmamış. Buradan sonra hikaye fazla eğreti duruyor çünkü üç avanak adamımız bir anda Funny Games karakterine dönüşüyor. Garip akıl almaz sert davranışlar, öldürme fikirleri, tecavüze yeltenmek vs. E daha bu adam az önce zehirli böğürtlen yedi de altına sıçtı ya... Tüm saçmalıklar bu kadar mı peki Ezgi derseniz, asıl macera şimdi başlıyor. Çiftimiz bir şekilde bu önceden avanak olup ardından Bir Sırp Filmi'ne dönüşen abilerimizi bir şekilde alt edip ellerinden kaçmayı başarıyorlar.


Tam kaçacaklar diyorsunuz, yakalanıyorlar, ay bu sefer olmaz diyorsunuz oluyor fakat filmde bir sahne var ki o senaryo neydi ya öyle diyerek kendimi koltuktan atmak istedim. Emre'ye sorun. Lars'ın babası eski asker, bir şekilde komşusunun onu aramasıyla dağ evine gidiyor, bu eve gidebilmek için de hasta bakıcıyı dövüyor, arabasını çalıyor. Arkadaki müzikleri ve havayı görseniz John Wick 5 çekiliyor sanarsınız. Eve varıyor yerden ayağıyla silahı falan alıyor, heh diyorum burada güzel bir şeyler olacak da puanım yükselecek... Ne oluyor biliyor musunuz? Aksiyon müziği iki saniye içinde bitiyor ve kötü adamımız dedeyi öldürüyor. E sorarım size ey film ekibi, hiç demediniz mi "Bu film neredeyse iki saate yakın boş verin iki saniye ölecek adam için bu kadar aksiyona ne gerek var." Yok, dememişler.


Babası ölünce Lars bir anda karakter değiştiriyor, artık canına tak ediyor, sırasıyla pat pat öldürüyorlar hepsini karı koca. Travma nedenli eski aşk da alevleniyor, bu yaşadıklarımızı film piyasasına satalım da parayı kıralım diyorlar ve son.


Neden puanı bu kadar yüksek peki sorularını kendi içimde yanıtlayabildiğim tek kısım son kısmıydı.


Sanırım 3 vereceğim ya filme, her anlamda daha iyi olabilirdi.


Daha güzel filmlere diyelim artık...


Puanım: 3/10


Ezgi'nin IMDB Puan listesi için tık!

Emre'nin Köşesi

Let The Right One In, Død snø, Bølgen , Midsommar ve daha nicesi... Sıkça İskandinav filmleri izleme fırsatı bulamasam da hiçbir izlediğim İskandinav filminden şu ana kadar hiç pişman olmadım, ta ki Netflix işe el atana kadar....

Büyük umutlarla ve hevesle açtığım filmde Netflix logosunu gördüğümde ufak bir hayal kırıklığı yaşasam da yürü ya kulum nidaları filmin sonunda Ya Kahkar Netflix Ya Kahkar serzenişlerine dönüştü.


Film aslında bir mesaj amacı olmadan, izleyiciyi eğlendirmeyi amaçlıyor. Asıl soru ise buna gerçekten bu senaryo ile ulaşılıp ulaşılamayacağı. Evet, her filmin bir derinliği olmak zorunda değil, kimi zaman beyinlerimizi bırakıp film izlemek tek istediğimiz şey, ama belli standartla. Film bu standartların hiçbiri karşılamıyor.Filmin girişi çok yavaş, karakterler sıkıcı, cast'ın berbatlığı, bu berbatlığın üzerine son 3'lü dangalağın katılmasıyla daha da düşmesi...


En büyük sorun, filmin gidişatını baştan sona değiştirecek, filmin tüm gelişme bölümünün ana odağı olan 3 dangalağın en başta bizlere ''saf, komik'' algısı ile tanıtılması. Bu da filmin geri kalanında karakterleri ciddiye alamama sorunu yaşamama sebep oldu. Altına sıçan bir adamın ben neyini ciddiye alayım sayın adını bilmediğim yönetmen. Ağa babalarının suratında ürküten bir yapı yok, bari onu bize işleyecek psikopatlıkta birisine verseydiniz. Adamın sakallarını, bıyıklarını kes en fazla Geniş Aile'de Koyu Bilal'in yancısı olabilir. Aha sizin için adamın fotoğrafını da buldum;

I Onde Dager Filminden Bir Kare

Ara sahnelerin sıkıcılığı ve uzunluğu ise filmin tuzu biberi oldu. Babanın karakter analizini ve olay yerine gelmesini 10-15 dakika seyrettik,vardıktan sonra ölmesi 10-15 saniye sürdü. Kardeşim, bana hemen ölecek adamın niye biyografisini izletiyorsun?


Filmden zevk alabilecek kesim muhtemelen bol kanlı film izlemeyi sevenler olmuştur ki burası da saçmalıklarla dolu. 80'lik dedenin bağırsakları elinde hamağa tırmanması ise, hem hayatım gibi saçma hem de hayata tutunma çabam kadar gerçek.


Filmde metafor desen yok, yaratıcılık desen yok, mesaj desen yok. Tek mesajı olabilir o da eşinizi doğru seçin? Teşekkürler Netflix, bu verdiğin hayat dersi milyonlara ilham olacaktır.


Filmi çok yerdim, yok mu sevdiğim tarafları? Var var olmaz mı. Döğüş sahneleri çok hoşuma gitti mesela. Bol tartaklanmalı, düşenin kalktığı, tekrar tartaklandığı, tekrar kalktığı bir döngü benim hoşuma gitti. Ölümler ise acısız olmadı, analardan emilen sütler layığıyla burunlardan geldi.


Netflix'e kimseye hiçbir şey katmayan bu boş filmi için teşekkür ediyor ve yazımı sonlandırıyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim.


Puanım: 4/10


Emre'nin IMDB Puan listesi için tık!

Bizi Instagram hesabımızdan takip etmeyi unutmayın

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)